USLU & TEMEL

A V U K A T L A R

A T T O R N E Y S  A T  L A W

EŞLERİN BİRBİRLERİNE VEYA YAKINLARINA HAKARET ETMELERİ BOŞANMA KONUSU DAVRANIŞLARDAN OLABİLMEKTEDİR.

 

Eşlerin birbirlerine, müşterek ya da müşterek olmayan çocuklarına, birbirlerinin ailelerine hakaret etmeleri duygusal şiddet teşkil etmekte ve boşanma konusu olabilmektedir. Ancak hakaret olarak nitelenen sözlerin ne olduğu, hangi ortamda ve hangi tarihte söylendiği belirlenebilmelidir. Bu husus tanık beyanları ile ispatlanabilir. Tanığın akraba olmasının tanığa itibar edilebilirlik bakımından herhangi bir önemi bulunmamaktadır. Eşlerden birinin, diğer eşe karşı gerçekleştirilen hakaretlere müsamaha göstermesi de boşanma konusu olabilmektedir.

Bu konuda Yargıtay tarafından verilen birtakım içtihatlar aşağıda paylaşılmaktadır:

 

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 2015/22366 E., 2015/21166 K. sayılı ve 12.11.2015 tarihli içtihadı:

 

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Mahkemece taraflar eşit kusurlu bulunarak boşanma kararı verilmiş ise de; yapılan tahkikat ve toplanan delilerden; davacı erkeğin başka bir kadınla birlikte yaşayarak sadakatsiz davranışta bulunduğu, annesi ve kardeşinin eşine karşı darpta bulunması karşısında sessiz kaldığı, buna karşılık davalı kadının da davacı erkeğe "şerefsiz, dümbük" diyerek hakarette bulunduğu, kayınvalidesine karşı şiddet eyleminde bulunduğu anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu olaylara göre evlilik birliği temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davacı erkek davalı kadına oranla daha ağır kusurludur. Bu bakımdan; tarafların eşit oranda kusurlu bulunarak davanın kabulü doğru değil ise de; olayımızda az kusurlu eşin boşanmaya itirazı hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğu, Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşullarının oluştuğu dikkate alındığında boşanma kararı sonuç olarak doğrudur. Bu durumda; hükmün kusura ilişkin gerekçesinin açıklanan şekilde değiştirilerek ve düzeltilerek onanmasına (HUMK md 438/son), davalı kadının yoksulluk nafakası ile tazminatlara ilişkin talebinin ön inceleme aşamasından sonra tahkikat sırasında ileri sürülmüş olması nedeniyle de diğer temyiz itirazlarının reddiyle hükmün bu yönlerden de onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple hükmün kusura ilişkin olan yönünün düzeltilmesi suretiyle diğer bölümlerinin ise yukarıda açıklanan sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 2013/12587 E., 2013/21897 K. sayılı ve 25.09.2013 tarihli içtihadı:

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı koca tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar yönünden; davalı kadın tarafından ise tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kadının tüm, davacı kocanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-Toplanan delillerden, davalı kadının 07.07.2011 tarihinde açtığı boşanma davasından, 06.10.2011 tarihinde feragat ettiği ve feragat tarihinden önce davacı kocadan kaynaklanan kusurlu davranışları affettiği anlaşılmaktadır. Feragat tarihinden sonra davacı kocanın , kendisine " beni boşamazsan erkek değilsin" diyen eşini dinen boşadığını söylediği yine davalının hakaretleri üzerine onu yere yatırarak yaralanmasına neden olduğu; davalı kadının ise eşine ağır hakaretler ettiği, aşırı kıskanç davrandığı "beni boşamazsan erkek değilsin" dediği ve kalp ameliyatı olan eşine " inşallah ölürsün" dediği; tarafların boşanmaya neden olan olaylarda eşit kusurlu oldukları anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında, davalı kadının tazminat isteklerinin (TMK.md.174/1-2) reddi gerekirken, hatalı kusur belirlemesine dayalı olarak davalı kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

Temyiz edilen hükmün, yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer yönlerin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın yatıran davalıya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 119.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcını yatıran davacıya geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.25.09.2013 (Çar.)

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 2011/22294 E., 2012/17914 K. sayılı ve 28.06.2012 tarihli içtihadı:

Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı kadın tarafından; her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Toplanan delillerden, davacı-davalı kadının eşinin ailesinin müşterek haneye gelmesini istemeyip ailesi ile görüşmesini kısıtladığı ve eşinin annesine ağır hakaretler ettiği, davalı-davacı kocanın ise annesinin evliliğe müdahalesine ve eşine hakaretlerine sessiz kaldığı, eşini tehdit edip oumuzuna vurmak suretiyle şiddet uyguladığı, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu ve eşinin kardeşine hakaret ettiği anlaşılmaktadır.

Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Gerçekleşen olaylar karşısında davalı-davacı koca da dava açmakta haklıdır, davalı-davacı kocanın davası yönünden TMK'nın 166/2 maddesi koşulları gerçekleşmiştir. Davalı-davacı kocanın boşanma davasının da kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddi doğru görülmemiştir.

Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple davalı-davacı kocanın reddedilen boşanma davası yönünden BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı-davalı kadının kabul edilen boşanma davası ve fer'ilerine yönelik temyiz itirazlarının ise şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 28.06.2012 (Prş.)