USLU & TEMEL

A V U K A T L A R

A T T O R N E Y S  A T  L A W

EŞLERİN BİRBİRLERİNE KARŞI BASKICI DAVRANMASI BOŞANMA KONUSU DAVRANIŞLARDANDIR.

 

Eşlerin birbirlerine karşı baskıcı davranması duygusal şiddet kabul edilmektedir. Eşe karşı aşırı kıskançlık göstermek, eşi başkalarıyla görüştürmemek, eşi veya eşin yakınlarını tehdit etmek, eşi ailesinin evine bırakmak gibi davranışlarla kendisinden uzaklaştırmak, evden kovmak, eşyalarını atmak, korkutmak, hürriyetinden yoksun bırakmak, ailesinden talepte bulunması için baskı uygulamak gibi davranışlar boşanma sebebini oluşturur.

Bu hususlara ilişkin birtakım Yargıtay kararları aşağıdaki gibidir:

 

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 2011/15654 E., 2012/12540 K. sayılı ve 10.05.2012 tarihli içtihadı:

 

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Toplanan delillerden, silah zoruyla eşini hürriyetinden yoksun kılan ve eşinin kardeşlerini silahla yaralayan davalı-davacı kocanın da boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. O halde, davacı-davalı kadının boşanma davasının da kabulü gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple, davacı-davalı kadının reddedilen boşanma davası yönünden BOZULMASINA, bozma sebebine göre, davalı-davacı kocanın kabul edilen boşanma davası ve fer'ilerine yönelik temyiz itirazlarının ise şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.10.05.2012 (Prş.)

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2006/2-777 E., 2006/778 K. sayılı ve 06.12.2006 tarihli içtihadı:

Taraflar arasındaki “boşanma“ davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 4.Aile Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 08.03.2005 gün ve 2003/1903 E.,2005/311 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 20.06.2005 gün ve 2005/7440-9551 sayılı ilamı ile, (...Davacıdan aktarılan sözler boşanma nedeni olarak kabul edilemez. Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; Boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacının tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda ; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılması nedeniyle boşanma isteğine ilişkindir.

Davacı, davalı ile 12.05.2003 tarihinde evlendiklerini, evlendikleri ilk günden itibaren eşi ve ailesinin baskısı ile evlilik birliğinin devam ettiğini ve aynı evde birlikte yaşadıkları için hayatın çekilmez bir hal aldığını, en ufak bir olayda eşi, annesi ve babası tarafından şiddete maruz kaldığını, ailesi ile görüştürülmediğini adeta bir zindan hayatı yaşadığını, ailesinin bu durumu öğrenince savcılığa ihbarda bulunarak kurtarılmasını sağladığını ileri sürerek boşanmalarına karar verilmesini ve maruz kaldığı fena muamele nedeniyle 3.000.000.000 TL.manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, tarafların kaçarak evlendiğini, davacının evinden hiçbir çeyiz eşyası getirmediğini, davacının babasının düğünde bir bilezik, akrabalarının da 3 çeyrek altın taktığını bunları da davacının davalıyı terk edip babasının evine giderken beraberinde götürdüğünü, tarafların boşanma olayında davalıya atfedilebilecek bir kusur olmadığını, davalının hala davacı eşini sevdiğini ve boşanmak istemediğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini cevaben bildirmiştir.

Mahkemenin ”Toplanılan delillerden davalının davacıya müstakil ev açmayarak davacıyı kendi ailesi ile yaşamak durumunda bıraktığı birlikte yaşadıkları dönemde de davalının davacıya şiddet uyguladığı üzerinde korku yarattığı, taraflar arasında güvene dayalı bir ilişkinin kalmadığı müşterek hayatı yürütmesi kendilerinden beklenmeyecek derecede evlilik birliğinin davacı yönünden temelinden sarsıldığı anlaşılmıştır.” gerekçesiyle davanın kabulüne dair verdiği karar, Özel Dairece yukarıda belirtilen nedenle bozulmuş, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle dosya kapsamından davalının yargılama sırasında davacıyı kaçırdığı ve zorla alıkoyduğu bu nedenle henüz kesinleşmemiş olmakla birlikte mahkum olduğu, boşanma kararı verildikten sonra davacının babası tarafından davalının bıçaklandığı ve dalağının alındığı ileri sürülmüş olduğundan bu evliliğin yürümeyeceği anlaşılmış olup delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, direnme kararı usul ve yasaya uygundur.

Ne var ki Özel Dairece sair hususlar incelenmemiştir.

O halde, sair hususlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daire’ye gönderilmelidir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle sair hususlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine 06.12.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 2010/894 E., 2011/2046 K. sayılı ve 09.02.2011 tarihli içtihadı:

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Ayrılığa karar verilebilmesi için boşanma sebebinin gerçekleşmesi ve ortak hayatın yeniden kurulabilme olasılığının bulunması gerekir (TMK.md.170/3). Oysa, toplanan delillerden davalı kocanın eşine sürekli fiziksel şiddet uyguladığı, aşırı kıskanç olduğu ve eşine baskı yaptığı, evlilik birliğinin eşlerden sürdürmeleri beklenemeyecek derecede sarsıldığı sabittir (TMK.md.166). Gerçekleşen bu durum karşısında, ortak hayatın yeniden kurulma olasılığından söz edilemez. Bu nedenlerle boşanmaya karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde ayrılığa hükmedilmesi isabetsiz olmuştur.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.09.02.2011 (Çrş.)