A V U K A T L A R
A T T O R N E Y S A T L A W
EŞE KARŞI İLGİSİZ DAVRANMAK BOŞANMA KONUSU DAVRANIŞLARDANDIR.
Eşlerin birbirlerine, çocuklarına, eşlerinin ailelerine karşı ilgisiz davranması boşanma konusu olabilecek davranışlardır. Eşin doğumu sırasında onunla ilgilenmemek, hamileliği sırasında yalnız bırakmak, hastalığı sırasında ilgi göstermemek, eşin tedavisine özen göstermemek, sık sık eşi evde yalnız bırakmak, eve geç saatlerde gelmek, bulaşıcı hastalık sahibi olan eşin tedavi olmaktan kaçınması, ağız kokusu için tedavisi olmaması, tüp bebek tedavisini reddetmesi , beden temizliğini ihmal etmek gibi davranışlar boşanma sebebi olabilecektir.
Bu hususlara ilişkin birtakım Yargıtay Kararları aşağıdaki gibidir:
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 2011/639 E., 2011/22540 K. sayılı ve 19.12.2011 tarihli içtihadı şu şekildedir:
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Yapılan soruşturma, toplanan delillerle davalı kocanın tüp bebek tedavisinden kaçındığı ve birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK.md. 166/1)karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.19.12.2011 (Pzt.)
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2009/16043 E., 2010/17592 K. sayılı ve 25.10.2010 tarihli içtihadı şu şekildedir:
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm her iki dava yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Toplanan delillerden davacı-karşılık davalı kocanın birlik görevlerini yerine getirmediği, eşini ailesiyle birlikte yaşamak durumunda bıraktığı, davalı-karşılık davacı kadının da İstanbul'daki Türkiye Hastanesinden alınan rapora göre "vaginusmus" rahatsızlığının bulunduğu ve tedaviden kaçındığı, böylece tarafların boşanmaya neden olan olaylarda eşit kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalı-karşılık davacı kadının da boşanma davasının kabulü gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz olmuştur.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı-karşılık davacı kadının her iki davaya yönelik diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.25.10.2010(Pzt)
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 2014/18585 E., 2015/2918 K. sayılı ve 26.02.2015 tarihli içtihadı:
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı erkek eş tarafından her üç dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı erkek eşin, davalı-davacı kadın eşin tedbir nafakası davası ve bu dava nedeniyle verilen vekalet ücretine yönelik temyiz itirazları yersizdir.
2-Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden mahkemeninde kabulünde olduğu üzere davacı-davalı erkek eşin, eşine fiziksel şiddet uygulayıp hakaret ettiği, davalı-davacı kadın eşin de sık sık ortak konutu terk ettiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında davacı-davalı erkek eş de dava açmakta haklı olup erkek eşin davası yönünden Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşulları oluşmuştur. Davacı-davalı erkek eşin da boşanma davasının kabulü gerekirken redddi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, tedbir nafakası davasına ilişkin bölümünün ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, 2. bentteki bozma sebebine göre yeniden hüküm kurulması zorunlu hale gelen davalı-davacı kadın eşin boşanma davasının kabulü ve fer'ilerine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 26.02.2015 (Prş.)
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 2015/12481 E., 2016/2891 K. sayılı ve 18.02.2016 tarihli içtihadı:
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı kadın tarafından, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarı yönünden; davalı erkek tarafından ise tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı erkeğin eşi ve çocuğunun hastalığı ile ilgilenmediğinin anlaşılmasına göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 136.00'şar TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.18.02.2016 (Prş.)
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 2011/4294 E., 2012/545 K. sayılı ve 17.01.2012 tarihli içtihadı:
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Yapılan soruşturma, toplanan delillerle davalı kadının hasta olan kocasına bakmadığı ve evlilik birliğinin kendisine yüklediği görevlerine yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK.md. 166/1) karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.
Davacının temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere bozma yönünden oybirliğiyle, bozma gerekçesi yönünden ise oyçokluğuyla karar verildi. 17.01.2012 (Salı)
Toplanan delillerden; davalı kadının hasta olan davacı kocasının makul kabul edilebilecek şekilde bakımıyla ilgilenmediği; davacı kocanın da bu duruma kızarak davalı eşini ortak konuttan kovduğu anlaşılmaktadır. İki tarafın belirtilen eşit kusurlu davranışı sonucu, evlilik birliği temelinden sarsılmıştır. Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi koşulları oluşmuştur. Boşanmaya karar verilmelidir. Çoğunluğun hükmün bozulması sonucuna katılmakla birlikte; kusurun sadece davalı kadında olduğunu belirten bozma gerekçesine katılmıyorum.